İstanbul’un gürültüsünden kaçıp, kısa bir yolculukla doğanın kollarına atılmak mı istiyorsunuz? O zaman yönünüzü Abant’a çevirin! Bolu il merkezine sadece 38 kilometre uzaklıktaki bu doğa harikası, hem hafta sonu kaçamakları hem de uzun tatiller için tam bir favori. Özellikle sonbahar ve kış mevsiminde, rengarenk yaprakların gökyüzüyle dans ettiği o büyülü atmosferiyle tatilcileri kendine çekiyor. Abant otelleri ise her mevsim hizmetinizde! Yani dilediğiniz zaman yerinizi ayırtıp kendinizi Abant’ın huzurlu doğasına bırakabilirsiniz.
Abant Gölü: Burası Abant’ın kalbi, ruhu! Göl, çevresindeki muazzam bitki örtüsüyle adeta bir tabloyu andırıyor. Etrafında yürüyüş yaparken gözünüzü alamayacaksınız. İster bireysel olarak keşfe çıkın, ister Abant turlarına katılın, doğa her adımda size sürprizlerle dolu. Yakınlarda Yedigöller Milli Parkı da var, oraya da bir göz atmadan olmaz! Gölün derinliği tam 18 metre, yürüyüş sonrası göl kenarındaki banklarda oturup bu manzarayı içmeye ne dersiniz?
Akkayalar Travertenleri: Pamukkale’nin uzak kuzeni desek yeridir! Bolu-Mudurnu yolu üzerinde, Çepni Köyü’nün hemen yanında yer alan Akkayalar Travertenleri, beyaz taşların arasında akan suyun büyüleyici dansına şahit olabileceğiniz bir yer. Doğanın sanatı burada sergileniyor!
Seben Gölü: Abant’tan biraz daha büyük ve yapay olmasına rağmen etkileyici mi etkileyici! 2006 yılında oluşturulan bu göl, Bolu’dan sadece 39 kilometre uzaklıkta. Eğer “Abant yetmedi, daha fazlasını istiyorum” diyorsanız, Seben Gölü’ne bir uğrayın derim.
Örmeci Yaylası: Abant’ın doğasında bir peri masalının içinde gibi hissedeceğiniz Örmeci Yaylası, ahşap evleri ve taş sokaklarıyla sizi zamanın dışına çıkaracak. Burada geçirdiğiniz vakit boyunca, kendinizi bir film sahnesinde sanabilirsiniz.
Abant’a gelince sadece tatil yapmayacaksınız; doğanın içindeki bu huzurlu cennette ruhunuzu da dinlendireceksiniz!