Gezilecek Yerler

İsfahan’da Mutlaka Görülmesi Gereken Noktalar

Tatilox.com Konular İsfahan’da Mutlaka Görülmesi Gereken Noktalar

İsfahan, tarih ve kültürün kaynaşarak dans ettiği, her adımda geçmişin fısıldadığı bir şehir. Şehre adım attığınız anda, zamanın nasıl geçtiğini anlamadan kayboluyorsunuz. Eğer yolu buraya düşen biriyseniz, sizi bekleyen birkaç özel nokta var, her biri ayrı bir masal gibi... Haydi, bu büyülü şehri keşfetmek için birlikte bir yolculuğa çıkalım!

1. İmam Meydanı (Naqsh-e Jahan Meydanı)

Ve işte şehri kalbinden hissedeceğiniz ilk durak: Naqsh-e Jahan, ya da diğer adıyla İmam Meydanı. Burada, dünyanın en büyük meydanlarından birinin ortasında buluyorsunuz kendinizi. O kadar geniş ki, sadece etrafına bakmakla yetinmek istiyorsunuz. Bir zamanlar Safavi İmparatorluğu’na ev sahipliği yapan bu alan, tarihi öylesine hissettiriyor ki, adımlarınızda geçmişin yankısını duyuyorsunuz. Şah Camii'nin büyüleyici kubbesi, Ali Kapu Sarayı'nın ihtişamı, gözlerinizi alacak kadar güzel. Bu meydanda kaybolmak, bir yanda modern dünyanın gürültüsü, diğer yanda tarihin derin sessizliği...

 

 

2. Şah Camii (İmam Camii)

Şah Camii'nin kapısından girdiğiniz an, bir başka dünyaya adım atıyorsunuz. Her köşe, her duvar size başka bir hikaye anlatıyor. Gökyüzüne doğru yükselen minaresiyle, cami, sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda bir sanat eseri. İçindeki renkli vitraylardan gelen ışık, mekâna başka bir ruh katıyor. Derin bir nefes alın, sesini duyduğunuz o müzik, belki de zamanın kendisi.

 

 

3. Ali Kapu Sarayı

Ali Kapu, safavi döneminin saraylarındaki zarafetin izlerini taşıyan bir yapı. Hangi katına çıkacağınızı bilemeden yönünüzü kaybediyorsunuz. Sarayın ikinci katındaki büyük salona girdiğinizde, tavanın renkli freskleriyle gözleriniz büyüleniyor. Ama asıl sürpriz, teras katında saklı: İmam Meydanı'nın bir panoraması var burada. İsfahan’ın nabzını bu yükseklikten hissedebilirsiniz. Bu manzara, belki de gözlerinize yıllar sonra hala parlayan bir anı olarak kalacak.

 

 

4. Chehel Sotoun Sarayı

Chehel Sotoun Sarayı, adı gibi “Sekiz Cennet” hissi yaratıyor. Her adımda sanki cennete bir adım daha atıyorsunuz. Göletteki yansımasını izlerken, etrafınızdaki doğa, sarayın duvarlarındaki resimler ve minyatürlerle bir bütün oluyor. Tıpkı bir şiirin her kelimesinin bir anlam taşıdığı gibi, buradaki her detay da bir anlam içeriyor. Şairane bir sessizlik, zamanın durduğu bir nokta.

 

 

5. Si-o-se-pol Köprüsü

"Otuz İki Köprü" olarak da bilinen Si-o-se-pol, tam anlamıyla bir zaman yolculuğudur. Suyun üstünde yankılanan sesler, köprünün kemerlerinden geçerken size adeta geçmişin melodisini fısıldar. Özellikle akşam saatlerinde, ışıklar köprüyü sarhoş bir şekilde sarmaya başlar ve her bir kavis, başka bir güzelliği gösterir. Bu köprü, sadece bir geçiş noktası değil, tarihin içinde bir soluklanma yeri.

 

 

6. Khaju Köprüsü

Si-o-se-pol’un kardeşi gibi ama daha sakin, daha zarif. Khaju Köprüsü, ince işçilikle yapılmış kemerleri ve taşlarıyla sizi kendine çekiyor. Ve işte o noktada, akşam saatlerinde, köprüden akan suyun üzerine düşen ışıklar arasında zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Belki de bir başka dönem, belki de bir başka hayat… Kim bilir?

 

 

7. Vank Katedrali

İsfahan'daki Ermeni nüfusunun izlerini taşıyan Vank Katedrali, adeta Doğu ile Batı’nın birleşim noktası. İçeri girdiğinizde, Batılı fresklerin arasında kendinizi bir Avrupalı gibi hissediyorsunuz ama her şeyin İran’ın geleneksel desenleriyle harmanlandığını fark ediyorsunuz. Ne kadar farklı, değil mi? Birer sanat eserine dönüşmüş duvarlar, size İran’ın çok kültürlü tarihinin bir parçası olmanın ne demek olduğunu hatırlatıyor.

 

 

8. İsfahan Tarihî Çarşısı (Bazar-e Bozorg)

Çarşının içinde kaybolmak, bir zamanlar hayatın tam ortasında olduğunuzun bir hatırlatıcısı. Halıdan seramiğe, gümüşten el yapımı takılara kadar her şey, tarih kokan bir dükkanın içinde. Burası, sadece alışveriş yapma yeri değil; bir zamanlar tüccarların, el sanatkarlarının, sokak sanatçılarının buluştuğu, enerjisi yüksek bir alan. Belki de en güzel yanı, buradan çıkarken bir çay içmek. Hangi dükkan, hangi sokak, hangi anı size en çok hitap ediyorsa, onunla geçireceğiniz birkaç dakikalık bir sohbet, tam yerinde bir duraklama olur.

 

 

9. Hasht Behesht Sarayı

Sarayın ismi "Sekiz Cennet" olmalı çünkü içindeki her detay birer cennet parçası gibi. Hasht Behesht, doğanın yeşil tonlarıyla sarayın altın sarısı arasında bir uyum yaratıyor. Şairane bir sükunetle yerleştirilmiş bu saray, her adımda biraz daha büyülüyor. İsfahan’ın gürültüsünden uzakta, sanki başka bir zaman diliminde yaşıyorsunuz.

 

 

İsfahan'da neyi meşhur?

İsfahan, sadece bir şehir değil, adeta bir sanat galerisi. El sanatlarıyla ünlü, özellikle halıları, seramikleri ve minyatürleriyle gönlünüzü fetheder. Renklerin, desenlerin iç içe geçtiği bu şehirde her köşe bir başka güzellik vaat eder. Fırınlarda pişen çömleklerin kokusu, şehrin her yerini sarar, gözlerinizin gördüğü her şey, bir sanat eserine dönüşür. Ayrıca, kebapları da meşhurdur, hafif baharatlarla bezenmiş etler, damakta bir tat bırakır.

İsfahan neden önemli?

İsfahan, İran'ın kültür başkenti; tarih boyunca medeniyetin kalbinin attığı yerlerden biri. Şehir, eski zamanlardan beri bir kültür, sanat ve ticaret merkezi olmuş. Safavi İmparatorluğu’nun altın çağında, bu topraklar tüm Orta Doğu'yu etkileyecek fikirlerle donatıldı. O kadar ki, “İsfahan, dünya yarısıdır” denir. Şehir, hem mimari hem de sanatsal anlamda insanlığın bir hazine sandığı gibi. Yani, bir zamanlar tüm dünyanın gözbebeği olmuş bu şehir, hala büyüsünü kaybetmemiştir.

İsfahan'a ne zaman gidilir?

İsfahan’ın en güzel hali, bahar ve sonbahar mevsimlerinde çıkar ortaya. İklim, ılıman, sıcak yazlar biraz bunaltıcı olabilir ama baharda ve sonbaharda şehir, her anlamda bir masal gibi. Rüzgarın nazlı nazlı şehri sarması, rengarenk çiçeklerin açması, gündüzleri güneşin ısıtması… Tam da bu zamanlarda, İsfahan’a adım attığınızda, zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Yani, en ideal zamanlar, mart ile mayıs, eylül ile kasım arasındadır.

İsfahan isminin anlamı nedir?

İsfahan adı, bir başka dünyadan fısıldanmış gibi… Eski Farsça’da “İsfahan” kelimesi, “İsfahân” (سپاهان) olarak geçer ve “ordu kampı” veya “askeri kamp” anlamına gelir. Bu, İsfahan’ın tarihindeki askeri ve stratejik önemini de yansıtan bir isimdir. Yüzyıllar boyunca burada, yalnızca savaşlar değil, kültürel zaferler de kazanılmıştır. Bir şehri anlatan bir isim, ne kadar anlamlı olabilir?

İsfahani hangi mezheptir?

İsfahan, Şii Müslümanları ile ünlüdür. Şiilik, İran'ın ana mezhebi olduğu için, İsfahan da bu inanç sisteminin önemli merkezlerinden birisi olmuştur. Şehirdeki camilerde, türbelerde, her taşın, her duvarın ardında Şii inançlarının izleri vardır. Yani, buraya adım attığınızda, sadece İslam’ın değil, özellikle Şiilik kültürünün derinliklerine de adım atıyorsunuz.

Nefsi cihan ne demek?

“Nefsi cihan” Türkçe’de “dünyanın ruhu” anlamına gelir. Bir zamanlar, bu ifadeyle insanlar, dünyanın özünü, kalbini anlatmaya çalışıyordu. İsfahan’a bakınca, adeta nefsi cihan dediğinizde, şehri tüm hücrelerinizde hissedersiniz. Her köşe, her saray, her cami, birer dünya gibidir. İşte bu yüzden, İsfahan “dünyanın yarısı” diyenlere ilham olmuştur.

İran İsfahan Türk mü?

İsfahan, bir Türk şehri değil ama Türklerin çok önemli izler bıraktığı bir şehir. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu ile olan ilişkileri ve Safavi İmparatorluğu’nun yükseliş dönemi sırasında, Türkler burada büyük bir etkiye sahipti. Şehirde Türkler ve Persler iç içe geçmiş bir kültür oluşturmuşlar. Yani, burada sadece Perslerin izini değil, Osmanlı’nın da izlerini görmek mümkün.

İsfahan'a neden dünyanın yarısı?

Burası, yeryüzünün kalbinin attığı yerlerden biriydi. İsfahan’a “dünyanın yarısı” denmesinin ardında büyük bir kültürel ve ticari anlam yatıyor. O dönemin mimarisi, sanatı, bilimsel buluşları... Hepsi bir araya gelip İsfahan’ı bir sanat galerisi gibi ortaya çıkarmış. İşte o yüzden, “İsfahan, dünyanın yarısıdır” diyenler haklıdır; burası hem gözlere hem de ruha hitap eder.

İsfahan Mescidi Cuma hangi devlete aittir?

İsfahan’daki Mescidi Cuma, Şii dünyasının en önemli camilerinden biri olarak bilinir ve İran’a aittir. Bu cami, İsfahan’ın dini merkezlerinden biridir ve Safavi dönemi mimarisinin bir örneğidir. O kadar ihtişamlıdır ki, duvarlarına bakarken, yalnızca caminin değil, tüm İran’ın geçmişini de hissedersiniz.

İsfahan'ın nüfusu ne kadar?

İsfahan, bir metropol, ancak geçmişin kalbini taşıyan bir metropol. Şehir, 2 milyonun biraz üzerinde bir nüfusa sahip. Yani, bu şehirde her bir kişi, adeta bir hikayenin parçası. Her köşe, her pazar, her kafede bir insan hayatı, bir yaşam tarzı var. Kalabalık, ama aynı zamanda huzurlu.

Hoş geldiniz
Oturum Aç Kayıt Ol