Gözlerden uzak bir serüven arıyorsanız, doğanın saklı köşelerinde yitmek istiyorsanız, doğru yerdesiniz. Türkiye, çiğ damlalarının yapraklara düştüğü sabahlarla, rüzgarın fısıldadığı patikalarla dolu. İşte size, yeryüzüyle yeniden tanışacağınız gizli rotalar…
Bir nefes çekin; bu dağların havası, ciğerlerinize bir destan gibi dolacak. Kaz Dağları, başını bulutlara yaslamış bir oksijen mabedi. Şelaleler şarkı söylerken yürüyün, dalların arasından sızan ışıkla ısınıp zeytin ağaçlarının gölgesinde dinlenin. Zeus Altarı'ndan bakarken rüzgar, kulağınıza eski hikayeler fısıldayacak. Zeytinyağıyla hazırlanmış o tabaklar mı? Onlar da bu hikayenin lezzetli bir kısmı.
Longoz ormanları… Kırklareli’nin kalbinde bir düş. Ayaklarınızın altında yosun kokan toprak, başınızın üzerinde bir kuş melodisi senfonisi. İğneada’nın deniziyle kucaklaşan ormanlarında yürüyün, her adımda bir masalın parçası olun. Sabahınızı dalga sesleriyle süslenmiş bir çadırda karşılayın, akşamınızı yıldızların altında noktalamayı unutmayın. Yerel balıkçı köyleri de sizi kollarını açmış bekliyor.
Kekova, dalgaların tarih yazdığı bir yer. Kaş’ın masmavi sularında bir kanoyla süzülürken altınızda antik bir kent belirir. Suyun kristal berraklığında geçmişe bakarsınız. Ekolojik butik otellerde konaklayıp, yıldızların altında bölgenin yerel tatlarıyla bir ziyafet çekmek de cabası. Organik pazardan aldığınız o sebzelerin kokusu bile buraya geri dönmek için bir neden.
“Tanrı uzun ve sağlıklı yaşasınlar diye insanları Datça’ya göndermiş.” derler. Rüzgarın getirdiği bu eski sözü duydunuz mu? Datça’nın tepelerinde zeytin kokusu, sahillerinde dalga sesi size eşlik eder. Ekolojik çiftliklerde sabahları organik lezzetlerle karşılarken, akşamları Knidos Antik Kenti’nde tarihe selam çakarsınız. Ege’nin serin kollarına atlamak da size kalmış.
Orman, nefes alan bir varlık gibidir Yenice’de. Karabük’ün saklı hazine sandığı. Bisikletle yollarında kaybolabilir, bungalovlarda doğayla baş başa bir gece geçirebilirsiniz. Kamp ateşinin çıtırtısına bir Karadeniz türküsü eşlik eder. Güneş doğarken o ilk ışıkla birlikte ruhunuz da yenilenir.
Şavşat… Huzurun adresi, doğanın dilsiz şairi. Göl kenarındaki ahşap evlerden birinde uyanırsınız. Çayınızı alır, Karagöl’ün sisler içindeki güzelliğine dalarsınız. Yaylalarda yürüyüş yaparken, insanın ayak izlerinin doğayla nasıl bir bütün olduğunu anlarsınız. Yöresel yemeklerse; işte onlar, bir kaşık mutluluk.
Burdur’un gözbebeği Salda, bir tablo gibi uzanır karşınızda. Gölün kenarında yürürken, ayağınızın altındaki beyaz kumlar sizi Maldivler’deymiş gibi hissettirir. Minimalist bir tatil burada hayat bulur. Kamp ateşiyle geceye merhaba deyin, sabah ise organik köy ürünleriyle güne başlayın. Ruhunuzun renklerini buraya bırakmak istemeyeceksiniz.
Eko turizm hangi illerde var?
Eko-turizm, doğanın kalbini atan her yerde var aslında. Kaz Dağları'nda nefes alır, Şavşat'ın yaylalarında yürür, İğneada'da longozların içinde saklanır. Karadeniz'in sisli dağlarından Ege’nin zeytin kokulu tepelerine kadar, Türkiye’nin her köşesi bu hikayeyi fısıldar. Yeter ki doğanın çağrısına kulak ver.
Eko turizm nedir?
Eko-turizm, doğanın elini nazikçe tutup onunla dans etmektir. Ayak izlerini bırakmadan yürümek, kuşların şarkısını bozmadan dinlemektir. Beton yerine yıldızlarla örtülü bir gökyüzü seçmek, ruhunuza biraz sessizlik armağan etmektir. Bir tatil değil, bir felsefedir bu; hem de dünyanın en yeşil olanından.
Eko turizm şartları nelerdir?
Doğanın kuralları basit ve nettir: Ona iyi bak. Çöplerini geride bırakma, yerel halkın emeğini destekle. Plastik bir şişe değil, yalnızca anılar bırak. Ve unutma, ne kadar az şey taşırsan o kadar çok şey hissedersin.
Eko turizm İmarlı Arsaya Ev Yapılır mı?
Arsa sizin mi? Belki yapabilirsiniz. Ama soru şu: Doğaya bu kadar yakınken, bir duvarın arkasına hapsolmak ister misiniz? Betonun soğuk kolları yerine yıldızların sıcak kucağında uyumayı düşünün. Bazen en büyük ev, gökyüzünün altındaki açık alandır.
Eko turizm çeşitleri nelerdir?
Ekolojik tatillerin binbir yüzü var: Kuş gözlemciliği, doğa yürüyüşleri, kamp maceraları… Organik çiftliklerde sabah kahvaltıları ya da dalış yapıp su altındaki sessizlikle tanışmak. Hepsi birer yolculuk; bazen ruhunuza, bazen yeryüzünün unutulmuş köşelerine.
Eko turizm ruhsatı nereden alınır?
Ruhsat mı? Gidin belediyelere, ilgili kurumlara. Ama asıl mesele şu: Doğanın kalbinde ruhsat aranmaz, ona saygıyla yaklaşılır. Önce kendi ruhunuza bir izin çıkartın; doğayı korumak için.
Eko Turizm kaç dönüm?
Soru kaç dönüm olduğunda, cevabı da basit: Ne kadar doğa görüyorsanız, o kadar büyük. Ama teknik olarak bir çiftlik ya da ekoturizm alanı için genelde birkaç dönüm yeterlidir. Fakat ruhunuzun kaç dönüme ihtiyacı var, işte onu siz bileceksiniz.
Aksu Turizm hangi ilin?
Adı gibi berrak bir nehir, Aksu. Kendisi Antalya’nın. Tatilcileri taşıyan otobüslerden, sahil kenarına akan nehre kadar, Antalya’da her yerde karşınıza çıkar. Adını bilmeyen kaldıysa, şimdi öğrendi.
Ekoturizm güzergahı nedir?
Ekoturizmin güzergahı, sadece haritalarda değil, kalbinizde gizli. Nerede bir orman kokusu alırsanız, orası sizin güzergahınız. İğneada’dan Datça’ya, Kaş’tan Şavşat’a kadar her yer bu yolculuğun bir parçası. Yeter ki yola çıkın.
Çanakkale'de turizm yapılır mı?
Çanakkale, tarih kokan bir deniz meltemiyle karşılar sizi. Evet, turizm yapılır, hem de en güzelinden. Troya’nın destanları, Bozcaada’nın üzüm bağları, Gelibolu’nun sessiz anıtları… Hepsi sizi bekler. Tarih ve doğa, burada yan yana yürür. Siz de bu yürüyüşe katılmaz mısınız?