Köprüler... Nehirleri, vadileri ve zamanı aşıp birleştiren sessiz kahramanlar. Her birinin taşlarına işlenmiş bir hikâyesi, altında akıp giden hayata tanıklık eden bir yüzü var. Haydi, bu sefer şöyle el ele tutuşalım ve Türkiye’nin en özel köprülerinden geçerek, bu benzersiz yapıların hüzünlü ve coşkulu şarkılarını dinleyelim.
Körfez’in mavi sularıyla çam ağaçlarının yeşil kollarını birleştirir Boğaziçi Köprüsü. Her sabah, şehre açılan dev bir kapı gibi ışıklarla selamlar sizi. Gece olunca, ışıltılı bir gerdanlık takar boynuna. Kıtaları birleştirir, ama aslında insanı düşünmeye sevk eder: Hangi dünyadayız, hangi rüyada?
Dicle’nin nazlı akışında çok şey gördü Malabadi. Hasret dolu mektupları taşıdı rüzgarın omzunda, aşk hikayelerine tanık oldu. Adını duyunca, şairlerin kaleminde süzülen mısralar gelir akla. “Ben bir köprüyüm,” der gibidir. “Ayaklarım taşta, kalbim ise akan sularda.”
Suların altında kalan o eski şehrin hüznüyle doludur Hasankeyf. Köprünün yıpranmış kemerlerine dokunduğunuzda, zamana meydan okuyan bir anı şarkısı fısıldar size. Bu köprü, bir sadece yapı değil; bir anı, bir haykırış.
Toroslar’ın kucağında, taş kemerleriyle gökyüzüne meydan okur Varda. Trenlerin yürek atışı gibi titreşir ayakları. O sadece bir köprü değil; yolculuğun, ulaşmanın ve hayal etmenin ta kendisi.
Doğu Anadolu’nun sessiz dağları arasında saklanmış bir inci tanesi. Suyun öptüğü köprü ayakları, zamanın ağır akışını fısıldar kulaklarımıza. Geçmek, sadece bir yerden bir yere gitmek değil; anı biriktirmektir burada.
Boğaziçi’nin kardeşi, biraz da yaramaz çocuğu gibidir FSM. Onun üzerinden geçerken, bir ayak tarihte, diğeri gelecektedir. Işıkları, bir şehir masalının satırları gibi dizilir ardı ardına.
Türkiye'deki en uzun köprü hangisi?
Karşınızda Marmara'nın zarif prensesi: Çanakkale 1915 Köprüsü. Tam 4.608 metre uzunluğunda, rüzgâra meydan okuyan bir dev. Adeta iki yakayı birbirine değil, kalpleri de bağlayan bir şaheser.
Türkiye'nin hangi şehri dünyanın köprüsü olarak bilinir?
Elbette İstanbul! Boğazı'yla, tarihiyle ve kültürüyle yalnızca kıtaları değil, ruhları da birleştiriyor. Her köşesi farklı bir dünya; her adımı, tarihin derinliklerine bir yolculuk gibi.
1147 Dicle üzerinde inşa edilmiş Malabadi Köprüsü hangi ilimizdedir?
Diyarbakır'da, geçmişin fısıldadığı topraklarda saklanır Malabadi. Taşlarında zamanın izleri, suyunda efsanelerin yankıları... Adı bir destan gibi dolaşır dilden dile.
Türkiye'nin en eski köprüsü nerede?
Ayağımızı geçmişe basar, yönümüzü Çeşme'nin Germiyan Köprüsü'ne çeviririz. Roma döneminden kalma bu antik yapı, adeta tarihin sessiz bir tanığı gibi. Taşlarında medeniyetlerin hikâyeleri saklı.
Türkiye'nin en büyük asma köprüsü hangisi?
Boğaz'ın üçüncü gerdanlığı: Yavuz Sultan Selim Köprüsü. Hem ihtişamlı hem de zarif. Göğe uzanır gibi duran ayaklarıyla, denizin üzerinden bir şiir gibi yükselir.
Çanakkale Köprüsü dünyada kaçıncı?
Birinci! Hem de en uzun asma köprü kategorisinde. Dünya sahnesine "Ben buradayım!" diye çıkan Çanakkale 1915, bayrağımızı gökyüzünde gururla dalgalandırıyor.
Türkiye'nin en yüksek köprüsü neresidir?
Varda Köprüsü! Trenlerin rüya gördüğü yer. Adana’nın Toros Dağları'na gizlenmiş bir mühendislik harikası. Yüksekliği, insana cesareti ve hayranlığı aynı anda hissettirir.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü dünyada kaçıncı?
Dünyanın en geniş köprüsü! Kendi kategorisinde rakipsiz. İki kıtayı birbirine bağlamakla kalmaz, mühendislik tarihine adını altın harflerle yazdırır.
Osmangazi Köprüsü dünyada kaçıncı sırada?
Uzunlukta dördüncü. Fakat kalplerde? O her zaman zirvede! İzmit Körfezi’ni kucaklayan kollarıyla, seyahatleri kısaltır, insanlara vakit armağan eder.
Dünyada en uzun köprü nerededir?
Çin’de, Danyang-Kunshan Grand Köprüsü’nde. 164,8 kilometre boyunca uzanır; adeta bir kıtanın omurgası gibi. Uzak Doğu’nun mühendislik marifeti, görenleri kendine hayran bırakır.